Burdur, yerinde sayıyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı nüfus bilgilerini geçtiğimiz günlerde kamuoyuna paylaşmıştı. İlimiz Burdur’un da il geneli ve merkez ilçe nüfusu da belli oldu.

İl genelinde yaklaşık Bin 500 kişilik bir artış yaşanırken, merkez ilçede yaklaşık 3 Bin civarında bir artışın olduğunu ortaya çıktı. Burdur’un il geneli nüfus bağlamında 250 Bin bandında yıllardır seyir etmesinin kırsaldan merkeze, merkezden de diğer illere göçün olduğu kanaatindeyim. Yani Burdur’un ilçeleri ve köylerinde yaşayan insanların kırsal hayattan taşınıp merkez ilçeye gelerek şehir hayatına geçtiğini, merkez ilçede yaşayan başta öğrenim görmek için il dışına giden gençler olmak üzere, Burdur’un yerlisinin merkezden göçtüğünü görüyorum.

Burdur’un asıl yerlisi olan yani Yenice Mahallelisi, Akın Mahallelisi, Bahçelievler Mahallelisi vs. gibi anneden babadan yerlisi dediğimiz kesimi Burdur’da tutamıyoruz. Öğrencilikle başlayan göç, şehir dışında bulunan iş, kurulan yuva olarak devam ediyor. Burdur’un yerlisi gençler üniversite hayatıyla başladıkları şehir dışına çıkışları temelli göçüş olarak devam ettiriyor. Naçizane kendi lise arkadaşlarımın yarısından fazlası üniversite eğitimi için gittikleri illerden geri gelmediler. İşlerini buldular ve yuvalarını Burdur dışında kurdular. Bu küçük bir örnek. Tabi ki sadece Burdur’dan göçün tek sebebi bu değil. Diğer illerdeki iş olanaklarının fazla olması, batı illerinin cazibe merkezi olması da Burdur’dan kopuşun nedenleri arasında.

Bir ilin nüfusu 2 türlü artar. Birincisi insanların doğal çoğalmaları, ikincisi ise göç almak. Eğer Burdur, nüfus artışı yaşayarak devletin bazı nüfus bazlı yatırımlarından faydalanmak istiyorsa öncelikle göç alması gerekiyor. Burdur’un göç almasını kolaylaştırmanın en yegane yolu cazibe merkezi haline getirmek. İnanın özel hastanesi, AVM’si, sosyal anlamda yeterli bir olmayan ve iş bulma olanağı yetersiz olan bir ili tercih etmek çok zor. Son donemde kıpırdayan nüfus artışımızın nedenini açıklamak çok zor ama bu artışı da sevinmemek lazım. Burdur’un merkez ilçesi mutlaka 100 Bin üzerine çıkması gerekiyor. Bu bağlamda öncelikle 2. Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması ve acilen ilk kazmanın vurulması şarttır.

2. OSB’nin 1998 yılından beri bir türlü hayata geçmemesi ilimize yapılan büyük ayıptır. Seçilmişlerin ve atanmışların artık elini taşına altına koyması, bürokrasiyi hızla işletmesi gerekiyor. Vatandaşın artık kuru vaatlere karnı tok. Hemşehrilerimiz büyük yatırımlar, iş olanakları, sosyal hayatta refah bekliyor. Burdur’un temel sorunlarından istihdam ve sosyal hayat standartları bir an evvel yükseltilmeli çünkü Burdur bunu çoktan hak etti.

Özgür DOĞAN

Gazeteci – Mühendis

Burdur, yine sınıfta kaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2015 yılına ilişkin İllerde Yaşam Endeksi’ni açıkladı. Komşumuz Isparta, yaşam endeksinde en yüksek endeks değeri ”0,6745” ile ilk sırayı aldı. Isparta’yı sırasıyla 0,6737 ile Sakarya ve 0,6553 ile Bolu takip etti.

”Uyuyan güzel” Burdur’umuz Antalya’yı geçmeyi başardı ama diğer komşusu Isparta’dan 42 il sonrasında yer aldı. Burdur, yaşam endeksine göre Türkiye’nin yaşanabilir kentler sıralamasında 43. sırada yer aldı. Burdur’u ise Antalya takip etti.

Peki analiz etmemiz gereken 81 vilayet içinde neden Burdur vasatın üzerinde yer alıyorken, dibindeki komşusu Isparta 1. sırada yer alıyor? Benim analizim Isparta’yı yaşanabilir kent yapan Burdur.

Burdur, ”şehirler arası ihracatı”nı Isparta’dan karşılıyor. Toptancı firmaların neredeyse tamamı Isparta menşeli. Burdur’da küçük ve orta işletmeler temel gıda, tuhafiye ürünleri, tekel mamülleri ve birçok sayamadığımız toptan ürünü Isparta merkezli firmalardan karşılıyor. Burdur’un katma değeri Isparta’ya gidiyor. Isparta merkezli firmalarda, Isparta kardeşlerimiz istihdam ediliyor, ekonomik gelir elde ediyor. Burdur, başta eğlence sektörü olmak üzere alışveriş harcamalarının büyük bir kısmını Isparta’dan karşılıyor. Haliyle Isparta, Burdur’dan müşteri kazanarak mevcut ekonomik yapısına katma değer katıyor ve beklentisinin üzerinde ekonomik gelir elde ediyor. Durum bu olunca tamamen duygusal olaylar gerçekleşiyor, Isparta mutlu olmasında kim olsun demek kalıyor.

Diyeceksiniz ki bu sadece alışverişle mi sınırlı? Hayır. Burdur, öğrencisini de Isparta’ya gönderiyor, hastasını da… Şahsımda Süleyman Demirel Üniversitesi mezunu olması hasebiyle daha da emin konuşuyorum, ilimizden Isparta’ya yüzlerce öğrenci üniversiteye gidiyor. Bu da Isparta’ya katma değer sağlıyor. Yetmedi başta Isparta SDÜ Tıp Fakültesi hastanesi olmak üzere özel hastaneler Burdur’lu hastalar ile dolu. Burdur, sağlık ihtiyacını büyük oranla Isparta’dan karşılıyor, Isparta haliyle bundan da katma değer kazanıyor.

Merkez nüfusu yaklaşık 210 Bin olan Isparta’ya 75 Bin nüfuslu Burdur, maddi ve manevi güç katıyor. Isparta, yaşanabilir kentler arasında 1. sıraya yerleşiyor.

Burdur, bünyesine başta yeni bir devlet hastanesi ve özel hastaneler olmak üzere, alışveriş merkezi, 2. OSB,  üniversitesine TIP Fakültesi kazandırmadıkça, daha önemlisi Burdurlu Burdur’a sahip çıkmadıkça ve birbirimize sevmedikçe daha çok Isparta’yı zirveye taşırız.

Tebrikler Isparta.

Burdurlu hemşehrim; sözüm meclisten içeri

”Herkes gider mersine, biz gideriz tersine” cümlesi hepimizce bilinen ve çoğu zaman kullandığımız deyimlerden biridir. Peki bu deyimi ne zaman kullanırız? Kendimizde doğru yapmadığımız bir durumun yanlış olduğunu ifade etmek için kullanırız. Değerli hemşehrilerimizin 2012 yılında faaliyete geçen ancak henüz yeterli ilginin görmediği Salda Kayak Merkezi’ne gitmeyip Davraz  ve Saklıkent Kayak Merkezi’ne gitmek bu deyimin kullanımını yerinde olmasını karşılamıyor mu?

Ey Burdurlu hemşehrim; öz değerlerine sahip çıkmayan, tercihlerinde kendi memleketinin aleyhine karar veren hemşehrilerim, Davraz’da, Saklıkentte günü birlik kayak yapmaya, mangal yakmaya, hafta sonunu geçirmeye gitmeye değer buluyorsun da,  Burdur’un Yeşilova İlçesinde senelerdir devlet büyüklerinden yatırımını beklediğin Salda Kayak Merkezi’ne gitmekte neden tenezzül etmiyorsun?

Benim hemşehrim kendi öz değerlerine sahip çıkmamakla ısrar edip, gidip kayak merkezine fotoğraf çekilip bir de sosyal medyadan paylaşıp reklamını yapıyorsun. Devam et hemşehrim. Eller gider mersine, biz gideriz tersine…

Özgür DOĞAN

Gazeteci-Mühendis

Burdur, sahip çıkmıyor

27 yıllık Burdurlu olarak artık ilimiz hakkında bazı kanaatlara sahip olduğumu düşünüyorum. İlimiz hem coğrafi hem de kültürel olarak Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri’nin kesişme noktasında yer bulan bir memleket. Bir geçit noktası. İlimiz, sahip olduğu konumu avantaja dönüştürdüğü takdirde hem ekonomik anlamda hem de kültürel zenginlik anlamında büyük yol kat edecek bir potansiyele sahip fakat Burdur’un gelişme noktasında bir engel var.

Burdur’un gelişme noktasında engel ise; Burdur halkını kısaca ”Burdur” şeklinde ifade edersek, Burdur bir çok kavrama sahip çıkmıyor.

Burdur;

  • Gülüne,
  • Gölüne,
  • Dağına-taşına
  • Halısına
  • Ezmesine, şişine
  • Markasına
  • Esnafına
  • Bilim adamına
  • Gazetecisine
  • Siyasetçisine
  • İş adamına
  • Yatırımcısına
  • Yatırımlara
  • Girişimcisine
  • Hemşehrisine
  • Büyük fikirlere,
  • Üretilen projelere

Kısacası kendi memleketine SAHİP ÇIKMIYOR!  İşte Burdur’un gelişememesinin yegane nedeni budur. Burdur, sahip çıkmadığı gibi yeniliğe, değişime hazır olmadığı için kendi kendine çıktığı her yola sürekli taş koyuyor.

İlimizde yukarıda saydığım bir çok kavrama sahip olma noktasında emek harcayan ve bilincinde olan herkesi tenzih ediyorum. Burdur’un gelişme noktasında çözümün saydığımız bu kavramları sahip çıkması gerektiğinin bilincinde olması durumunda gerçekleşeceğini belirtirim. Geçen 10-15 senede diğer illerin nasıl geliştiğini analiz ettiğimizde görünen köy kılavuz istemeyecektir.

Sevgi ve saygılarımla;

Özgür DOĞAN

Gazeteci – Mühendis