Burdur, sahip çıkmıyor

27 yıllık Burdurlu olarak artık ilimiz hakkında bazı kanaatlara sahip olduğumu düşünüyorum. İlimiz hem coğrafi hem de kültürel olarak Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri’nin kesişme noktasında yer bulan bir memleket. Bir geçit noktası. İlimiz, sahip olduğu konumu avantaja dönüştürdüğü takdirde hem ekonomik anlamda hem de kültürel zenginlik anlamında büyük yol kat edecek bir potansiyele sahip fakat Burdur’un gelişme noktasında bir engel var.

Burdur’un gelişme noktasında engel ise; Burdur halkını kısaca ”Burdur” şeklinde ifade edersek, Burdur bir çok kavrama sahip çıkmıyor.

Burdur;

  • Gülüne,
  • Gölüne,
  • Dağına-taşına
  • Halısına
  • Ezmesine, şişine
  • Markasına
  • Esnafına
  • Bilim adamına
  • Gazetecisine
  • Siyasetçisine
  • İş adamına
  • Yatırımcısına
  • Yatırımlara
  • Girişimcisine
  • Hemşehrisine
  • Büyük fikirlere,
  • Üretilen projelere

Kısacası kendi memleketine SAHİP ÇIKMIYOR!  İşte Burdur’un gelişememesinin yegane nedeni budur. Burdur, sahip çıkmadığı gibi yeniliğe, değişime hazır olmadığı için kendi kendine çıktığı her yola sürekli taş koyuyor.

İlimizde yukarıda saydığım bir çok kavrama sahip olma noktasında emek harcayan ve bilincinde olan herkesi tenzih ediyorum. Burdur’un gelişme noktasında çözümün saydığımız bu kavramları sahip çıkması gerektiğinin bilincinde olması durumunda gerçekleşeceğini belirtirim. Geçen 10-15 senede diğer illerin nasıl geliştiğini analiz ettiğimizde görünen köy kılavuz istemeyecektir.

Sevgi ve saygılarımla;

Özgür DOĞAN

Gazeteci – Mühendis

Akıl yetimliği

İnsanlar farklı görüşlerde, farklı anlayışta olabilir. Dünyaya bakış açıları farklı olabilir. İnsanlar, görüşlerinde ters düşebilir, hatta görüş ayrılıklarında konuyu da tartışabilir ancak bunun bir düzeyli seviyesi olması gerekir.

Bir insan karşısındaki kişiye söyleyecek bir çok söz sindirebilinir olabilir fakat söyleyeceğiz tek bir söz maksadını da aşmakla birlikte karşısındaki kişiyle yaşadığı seviyeli diyalogun önüne geçer, damarına basma noktasına getirir.  Ben bu seviyeye getirme durumuna ”akıl yetimliği” diyorum.

Eğer ki pişman olmak istemiyorsan, tükürdüğünü yalamak istemiyorsan atalarımız şöyle bir söz söylemiş; ”Bin düşün, bir söyle”. Ne güzel söylemiş atalarımız… Bir şey ifade etmeden önce akıl süzgecinden geçirmek lazım düşünceleri fakat akıl yetimliği yaşıyorsan süzgeç de çalışmaz ortada kalınır.

Özgür DOĞAN

Gazeteci-Mühendis

Burdur, kabuğunu kıracaksa ön şart…

Sene 2004,  28 Mart 2015 günlerden Pazar. Yerel seçimler yapılmış, sandıklar açılmış, oylar sayılmış, Ak Parti’li Sebahattin Akkaya 15 Bin 837 oy, CHP’li Ahmet Nejdet İlgün 15 Bin 456 oy almıştı. Kesin sonuçlara göre Ak Partili Sebahattin Akkaya, bir kaç apartman dairesinin seçmen sayısı kadar; 381 oy ile Burdur Belediye Başkanlığı’nı kazanmıştı.

Sene 2004, Ak Parti iktidar olalı 2 yıl geçmiş, Türkiye’de Ak Parti rüzgarı esiyor, Burdur’lu seçmen de ”Ak Parti iktidar, iktidar partisine oy verirsek Burdur’a yatırımlar akar” düşüncesiyle oy vermiş ve belediyeyi Ak Parti’ye teslim etmişti. Geçen zaman içinde Burdur’da Akkaya döneminde bir takım hizmetler gelmiştir. Toplu konutlar, kapalı pazar, Belediye Kongre ve Sergi Salonu, otogar, taş ocağı  gibi aklıma ilk gelen yatırımlar kazandırılmış, bitirilemeyen kültür merkezi ve sorunlarıyla avm bilmecesi kalmıştı. Benim burada değinmek istediğim merkez ilçeye yapılan yatırımların boyutu. 2004 yılından 2014 Yerel Seçimleri’ne değin Ak Parti halen iktidarını sürdürdü. Ak Parti iktidarını arkasına alamamış ki o dönemin belediyesi geçen 10 yıl süre içerisinden bir Isparta kadar büyüyemedi ve gelişemedi. Üstüne üstlük belediyenin iller bankasına borcuna borç bindi. Peki neden? Bunun açıklamasını yapacak olan konunun muhatapları ancak şahsen bu konuyu ancak yorumlayabilirim.

Mensubu olduğun parti eğer iktidar partisi ise, sen de belediye başkanı isen yapacağın en makul şey Ankara’da gecene, gündüzüne katıp bir o bakan, bir bu bakan peşinden koşup gerekli yatırımı almak için mücadele etmektedir. Bana göre bu çalışma yapılmamıştır. Yeterince Burdur’un sorunları aktarılmamış, çözüm aranmamıştır. Belediye doğru yönetilmemiş, gerekli yatırımlar bakanlık bütçesiyle sağlanamamıştır. Şuan ise yapılması gereken geçmişten ders çıkartılıp gereken mücadeleyi vermektedir.

Sene 2015, Ak Parti güçlenmiş bir parti olarak yeniden iktidar oldu. Burdur’lu seçmen de ”Ak Parti iktidar, iktidar partisine oy verirsek Burdur’a yatırımlar akar” düşüncesiyle yine oy verdi. Tek fark Burdur Belediyesi, şuan Ak Parti Belediyesi değil. Bu yatırımların önü kesileceği anlamı taşımıyordur (umarım). İktidar, ilimizde 2 milletvekiline sahip. İktidar, CHP’li merkez ile Yeşilova ilçesi ve MHP’li belediyeleri üvey evlat muamelesi yapmaması gerekiyor keza ilimizin diğer bütün ilçelerini de. Bütün ilçeler bizim. Hepsi de ilimizin ayrı ayrı güzellikleri. İktidar, seçim sonuçları ne olursa olsun yatırımları adaletli paylaştırması gerekiyor.

Yeni dönemde artık mesele memleket meselesi olması, kişisel problemlerin siyasi çalışmalara yansımaması gerektiği dönemdir. Burdur, kabuğunu kıracaksa ön şart hangi partiye gönül vermiş olursa olsun bütün vatandaşlarımızın, siyasi partililerin, sivil toplum kuruluşlarının topyekun birlik ve beraberlik içerisinde mücadele vermesi, elini taşın altına koyması, goygoyculuk, partizanlık yapmaması, nefret söylemlerinden uzak durması gerekmektedir.

Özgür DOĞAN
Gazeteci – Ziraat Mühendisi
twitter.com/ozgurdogan15

Şimdi hizmet sırası sizde

1 Kasım 2015 Genel Seçim sonuçlarıyla birlikte dün 550 milletvekilinin içinde Burdur Milletvekillerimiz de yeminlerini etti. Tüm milletvekilleri andı okuyarak büyük Türk milleti önünde namusu ve şerefi üzerine ant içti. Bundan sonrası iktidarıyla muhalefetiyle var gücüyle hizmet etmek kalıyor. İktidar Milletvekilleri Bayram Özçelik ve Reşat Petek, hükümette yer alan bir vekiller olarak Burdur için gereken özveriyi sergilemek durumundadır. Keza Ana Muhalefet Milletvekili Mehmet Göker, iktidarın verilen vaatleri yerine getirmesinde takipçi olması, yanlışlarını göz önüne sermekte görevli olup bu şekilde hizmetini vermek durumundadır.

Seçim çalışmalarında ikili, üçlü kimi zaman dıştan da katılımlarla çoklu atışmalara doğal olarak sahne oldu. Siyasetin gereği partiler ve adaylar seçmenden oy alabilmek için mücadelesini verdi. Artık seçimin ve milletvekillerin yemin töreninin ardından hizmet yolunda Yasama ve Yürütme görev başında olacak. Bir vatandaş olarak Burdur Milletvekillerinden beklentim, verilen sözlerin zamanında yerine getirilmesi, her daim hizmet için mücadele verilmesi, kişisel çıkar ve egoların bir kenara bırakılması ve kısır döngülerin içine kapılıp bel altı siyasetten kaçınılmasıdır. Çünkü kamuoyunda bu söylediklerimin olumlu karşılığı yok. Vatandaş kendisini TBMM’de temsil eden milletvekilini kısır döngüler içerisinde görmek istemiyor, karşılıklı ağır sözlerin kullanıldığı tartışmalarda bulunulmasından, sonrasında ise bir etkinlikte yan yana gelindiğinde ortaya çıkan samimiyetsiz görüntülerden hoşlanmıyor. Bu yüzden milletvekillerin çok dikkatli davranması, sözlerini ifade ederken kendisine ve partisine oy veren seçmeni temsil ettiğini hatırlaması gerektiğinin altını çiziyorum.

Tüm Milletvekillerin, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini korunması; hukukun üstünlüğünü, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalınması; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmaması dileğimle tüm Burdur ve ülke Milletvekillerine yeni Yasama ve Yürütme döneminde başarılar diliyorum.

Özgür DOĞAN
Gazeteci – Ziraat Mühendisi
twitter.com/ozgurdogan15

Burdur’un öncelikli eksiklikleri

İlimiz Burdur; hem coğrafi yönünden, hem ekolojik yönden birçok avantajlara sahip. Antalya, Denizli,  Muğla, Afyon gibi sanayisinde turizminde yol almış illere yakın olması büyük bir avantaj. Mesafe yönünden yakın olmanın getirdiği avantaj ne yazık ki kullanılamıyor hatta dezavantaja çevriliyor. Antalya gibi büyük şehir olmuş bir ilin turizm ve sanayi yükünün bir kısmı Burdur’a yansıtılabilse Burdur için büyük gelişme olur diye düşünüyorum. Peki bu yansıtılma nasıl olacak? Onu devlet büyüklerimizin düşünmesi, proje üretmesi gerekiyor. Gerek siyaset, gerekse sivil toplum kuruluşları Antalya’nın sırtında bir komşu il olmanın avantaja dönüştürülmesi için gerekli çalışmaları yerinde ve zamanında sergilemesi gerekiyor.

Komşu illerimizden sağlayacağımız avantajların örneklerini artırabiliriz ancak benim asıl değinmek istediğim nokta ilimizin göze çarpan eksiklikleri. Şahsen Türkiye’nin 4 büyük şehrinde konaklama fırsatı bulan bir kişi olarak Burdur’un daha yaşanılabilir kent olduğunu düşünüyorum. Önemli olan bir takım eksikliklerin giderilmesi. Öncelikle Burdur’un geniş kapsamlı bir araştırma hastanesine ihtiyacı var. Çoğumuzun, başta ailesi olmak üzere, yakınları Burdur’da yeterince tedavi göremiyor. Çoğu hastalığın teşhisi ve tedavisi Antalya, Isparta, Ankara ve İzmir gibi illerde yapılıyor. Gördüğüm kadarıyla Burdur ilinde poliklinik ve yataklı tedavi sayısında yetersiz. Bu nedenle Burdur iline yakışır, bölgesel nitelikte bir özel veya devlet, türü ne olursa olsun çok kapsamlı bir hastaneye ihtiyacı var.

Sağlık yönünden hastane ihtiyacının ardından öncelikle gördüğüm bir alış veriş merkezi, kısa adıyla AVM. Yıllardır Burdur’un giderilemeyen ihtiyacının altını tekrar çizmek istiyorum. Sosyal yönden ve alışveriş çeşitliliği bakımından AVM mutlaka Burdur’a kazandırılmalı. Artık, gördüğüm kadarıyla halkımızda bu beklenti zirve yapmış durumunda. Çevre illere sırf AVM’lerden alışveriş yapmak için giden hemşehrilerimiz var. AVM konusunu bir önceki köşe yazımda da detaylandırmıştım. Bu bakımdan derinlemesine açıklık getirmeye gerek görmediğim için bir sonraki ihtiyacı vurgulamak istiyorum.

Burdur’un öncelikli gördüğüm ihtiyaçlarından aslında ilimizin kalkınmasında dönüm noktası olacağını düşündüğüm 2. Organize Sanayi Bölgesi. 2. OSB, Burdur’u başta iş istihdamı olmak üzere, ekonomik olarak kalkındıracağını inandığımız bir proje. Ancak Burdur 2. OSB’ye hazır mı? Bu büyük bir soru işareti. Çünkü organize sanayi bölgesinin dışında Burdur il olarak alt yapı ve üst yapı olarak hazır olması gerekiyor. Diyelim ki 2. OSB kuruldu, fabrikalar, tesisler tamamlandı. Kalifiyeli işçi nerede? İşçiyi barındıracak konutlar nerede? Yollar, trafik gibi nüfus artışının sebep olduğu yükü kaldıracak alt ve üst yapı nerede? İşçilerin, çalışanların huzurlu bir yaşam sürdürebilmesi, gerekli sosyal ve ekonomik yaşam standartları nerede ve yeterli mi? Burdur’u bir cazibe merkezi haline getirmeden, işçi de yatırımcı da bulmak bir hayli zor. Bu sebeple bunlar koordineli bir şekilde ilimizdeki tüm yönetim mekanizmalarının birlikte hareket etmesiyle gerçekleştirilmesi gereken bir mevzu.

Şehirleri şehir yapan merkezindeki meydandır. Örneklemek gerekirse İstanbul’da Taksim, İzmir’deki Cumhuriyet, New York’ta, Times Square, Brüksel’deki Grand Place, Moskova’daki Kızıl Meydan, Roma’daki Piazza San Pietro, Londra’daki Trafalgar Meydanı gibi özellikle örneklerini artırabileceğimiz bir çok meydan var ve Burdur ilimizin Cumhuriyet Meydanı, ilimize yakışmıyor. Cumhuriyet Meydanı’mız mutlaka elden geçirilmeli, Burdur’a yakışır bir meydan haline getirilmelidir. Gerekirse trafiğe kapatılmalı ve bu şekilde planlanmalıdır.

Son olarak belirtmek istediğim ise Burdur’da son yıllarda epeyce apart açıldı. Apartların yüzde 90’nı öğrenci, memur gibi vatandaşların konaklama ihtiyacına karşılamak amacıyla yapılmış görünüyor. Fakat yatırımcıların dikkatini çekmek istediğim yatırım çeşitlerinden bir tanesi iş merkezi. İlimizde yeterli düzeyde iş merkezi yok. İş merkezinden işaret etmek istediğim, toplu halde bulunan, ofis niteliğindeki işletmelerin tek bir bölgede birleştiği ticari alanlara ihtiyaç var. Şehrin merkezinde de olabilir, merkeze yakın yerlerde de olabilir. Aynı veya farklı birçok sektörü bir arada buluşturabilecek yapılar ilimizin bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.

Daha kaleme almadığım eğlence merkezi, büyük yeşil parklar, spor alanları gibi ihtiyaçlar da Burdur için bir eksiklik. Benim altını çizmek istediğim öncelikli olanlardı. Bu ihtiyaçların sayısı artırabiliriz fakat halkın içinden biri olarak bu eksiklikleri öncelikli gördüğümü belirtmek istediğim.

Özgür DOĞAN
Gazeteci – Ziraat Mühendisi
twitter.com/ozgurdogan15