Çok mu zor? Hayal mi?

Son bir aydır gerçekleştirdiğim programlarda konuklarıma sorduğum ortak sorulardan bir tanesi Burdur’un yol ticaretinin gelişmesi için neler yapılabilir? Burdur’un yol ticareti neden gelişmiyor? Sorularıydı. Konuklarımdan benzer ama kendilerine has görüşlerini izleyicilerimizle paylaştık. Bundan sonraki süreçte de bir gazeteci olarak Burdur’un yol ticareti çözülene kadar bu soruları sormaya devam edeceğim. Bu konuda da kimine göre eleştirisel kimine göre de çözüm ortağı olarak görüşlerimi dile getirmenin hem bir Burdurlu olarak hem de bir gazeteci olarak görevim olduğunu düşünerek görüşlerimi kamuoyu ile paylaşmak istedim.

Öncelikle Burdur, Antalya ile Ankara, İstanbul, İzmir, Denizli, Muğla, Afyon gibi şehirleri birbirine bağlayan bir düğüm görevi görüyor. Köprü demiyorum çünkü köprünün iki ucu vardır. Burdur’un ise bu illeri adeta birbirine bağlayan bir çok ucu var. Bu yüzden hem Burdur’un gelişimi noktasında hem de yol ticaretinden faydalanma noktasında bu yolları canlandırma çabası içine girilmesi gerekiyor. Afyon modeline baktığımızda Afyon ilinden geçen bir otomobil, otobüs veya kamyon il merkezine ulaşmadan yol güzergahında mola veriyor, ihtiyaçlarını yapılmış modern tesislerden giderebiliyor. Birkaç seyahatimde de girdiğim bu tesislerde esnafın güler yüzlü, hoş görülü ve hizmetkar tavırları ile de almakta pek istekli olmadığım ürünleri ikna yoluyla bana satmayı da başardılar.

Afyon modeli dedik. Peki Afyon kadar potansiyel var mı onu beyan etmedik. Bir STK başkanımızın programımızda açıkladığı 2015 yılı verilerine göre Burdur’dan 2 Milyon 700 Bin araç geçmiş. Bu demektir ki bu araçlarda ortalama 2 yolcu taşınsa 5,5 Milyon potansiyel müşteri demektir. Güne bölersek günde ortalama 15 Bin potansiyel müşteri ediyor. Yani müşteri de sıkıntı yok. Sıkıntı müşteriyi çekecek tesislere ihtiyaç var. Burdur-Çerçin ve Burdur-Taşkapı mevkilerine kadar 20-30 civarında işletme var. Bu işletmelerden edindiğim bilgilere göre kış sezonunda bu işletmelere günde ortalama 20 araç, yazın ise 70 araç müşteri olarak geliyor. Bu da ortalama Bin ile 3 Bin 500 civarı müşteriden faydalanabiliyoruz anlamı taşıyor. 15 Bin potansiyel müşterimiz var demiştim. Yani yüzdelersek kışın yüzde 6.6, yazın ise yüzde 23’nden faydalanabiliyoruz demektir. Rakamlar değişebilir ve resmi rakamlar değildir. Bunun altını çizmek istiyorum. Fakat elimizde bu rakamlar ve veriler bulunduğu için ancak bu kadarını söyleyebiliyoruz. Bu verileri teyit etmek, araştırmak yetkililerin görevi ve buradan yetkileri göreve davet ediyorum. “Kar yağdı oh ne güzel oturalım masa başı demek” yerine biraz çıkalım işimizi yapalım. Devlet bize bu araştırmayı yapıyorsun diye maaş bağlamadı. Maaş bağlayana da otur diye maaş vermiyor. Burdur’un gelişmesini isteyip hala oturuyorsanız Burdur’a yapılmış en büyük kötülük mücadele etmemek olur.

Çözüm nedir? Çözüm aslında yanıtı basit ama hayata geçirilmesi ne kadar kolay bilinmeyen bir bilmecedir. Yollarımız ticari alan ilan edilmelidir. Bununla ilgili gerek belediyeler, gerekse diğer resmi kurumlar çalışma yapmalıdır. Burdur sadece merkezden ibaret olmadığı için belediyeler dedim. Çünkü Ağlasun Isparta’ya yakınlığı, Altınyayla Fethiye’ye yakınlığı, Bucak Antalya’ya yakınlığı, Yeşilova Denizli’ye yakınlığı ve Burdur Merkez ise Ankara yolu güzergahı ile yol ticareti konusunda gelişmeye açık bir potansiyele sahip. Bu güzergahlarda yolculardan ne kadar fazla katma değer ekonomimize katarsak o derece ilimizde istihdam sorunu olmaz, esnafımız kalkınır, ilin ekonomisi canlanır. Bu maksatla işin neresinden başlanacağı noktasında bir örnek vermek istiyorum. İlimizde çeşitli ceviz ezmesi satan esnaflarımızı kendilerince yol güzergahında bedelini ödeyerek işgal ettikleri alanlarda, konteyner tipi iş yerleriyle ürünlerini satmaya çalışıyorlar. Antalya’dan Burdur’a gelirken, hani uçakların acil iniş yapabilmesi için çok uzun ve geniş bir yol olan o mevkide sağ tarafınızda artık tam rakamı hatırlamamakla beraber 5-10 adet yan yana inşa edilmiş prefabrik yapılar gibi Burdur’da hem Isparta güzergahında hem de Antalya güzergahında belirlenen bir alana bu yapılar yerleştirilip ticari işlemelerin açılmasına vesile olunsa kötü mü olur? Çok mu zordur? Hayal midir? Kamuoyunun takdirine sunuyorum.

Özgür DOĞAN

Özgür Doğan ile Parantez, BurdurwebTV’de

Burdur’un tek internet televizyonu BurdurwebTV ekranında konuşulmayan konu, ağırlanmayan konuk kalmayacak. Her hafta birbirinden değerliği konuğu ağırlayacak olan Gazeteci Özgür Doğan, Parantez isimli programında siyasetten ekonomiye, sağlıktan spora, teknolojiden yaşama dair ne varsa konuları ele alacak. Ekran başındaki izleyicileri keyifli saatler geçirmeyi hedefleyen Parantez programı her hafta BurdurwebTV’de yayınlanacak.

Gazeteci Özgür Doğan, GTH Bakanı Faruk Çelik ile röportajda bulundu

Burdurweb Genel Yayın Yönetmeni Özgür Doğan, Burdurweb Dergisi’nin Aralık 2016 sayısı için gerçekleştirdiği çalışma kapsamında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile özel röportajda bulundu.

Röportaj sonrası Doğan, Bakan Çelik’e Burdurweb Kasım 2016 ile Milletvekili Bayram Özçelik’in kapakta yer aldığı 5. sayısını takdim etti.

faruk-celik-ozgur-dogan-2

İyi ki bu nöbetler var dedim

İlk en uzun gecenin ardından alandan ayrıldığımızda sabah 05:30 sularıydı. O gün mesleğimizin en fazla mesaisini yapmıştım. Hayatımda ilk defa olay yerinde 04.30’da haber yazıp yayınlamıştım. Orada verilen mücadele ilk başta demokrasiyi koruma çabasıydı ancak süre gelen zamanda anlaşılan demokrasiden öte istiklal, istikbal ve vatanın bölünmez bütünlüğü mücadelesi olduğu herkesçe kavranmıştı.

11 veya 12 günü geride bırakmıştık. İlk zamanlarda sabahladığımız günlerden sonra zaman içinde yavaş yavaş saati beriye çekmeye başlamıştık. Artık 02:00 sularında nöbeti devrettikten sonra yastığımı başımı koydum ve yorgunluğun verdiği halsizlikle hemen uyumuştum.

Gördüklerim adeta kabus gibiydi. Bir yanda tanklar ateş açıyor, bir yanda silahlar patlıyordu. Kabus görmüş bir insanın uyanışı nasılsa o şekilde bir anda uyanı vermiştim. Birkaç saniyelik anlam vermemenin ardından yatıştan sadece yaklaşık 2 saat geçtiğini yakınımda bulunan saatten öğrendikten sonra bir an için acaba soruları aklımı çevrelemişti. 15 Temmuz darbe girişimi ki bana göre darbe girişiminden öte, vatanı içeriden haince ve kalleşçe işgal etme çabasıdır, tüm ülkemizde hemen hemen her insanı irili ufaklı etkilediğinden emin olduğumu belirterek, tekrar başımı yastığa koymadan önce şu sözleri kendime söylerken teselli buldum; “Memleketimde de ülkemde de hala bizim istikbalimizi bekleyen demokrasi nöbetleri var. İyi ki bu nöbetler var “ dedim ve uykuya tekrar daldım.

Yüce Allah, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ebediyen koruması dileğimle, sevgiyle kalın…

Özgür DOĞAN

Burdur gelişmiyor çünkü…

Burdur gelişmiyor çünkü;

Burdur’un küçük bir il olmasından mıdır? Burdur’da 2 kişinin bildiği sır olmamasından mıdır? Cumhuriyet Meydanı’nda konuşulan az zaman sonra Köprübaşında konuşulduğundan mıdır? Henüz düzelmeyen suyundan mıdır? Bilmem ama Burdur’da birlik, beraberlik yok. Bunun yegane nedeni bana göre Burdur’a dışarıdan gelen fitneler. Sözüm ortaya. Yarası olan gocunur. Burdur’un çıkarlarını düşünmeyen, sadece cebini doldurmak veya egosunu tatmin etmek isteyen, Burdur’un toprağından olmayan, Burdur’un gelişmesinde takoz olan bir takım “insanlar” Burdur’un gelişmemesinin yegane nedeni.

Burdur’da bir şeyler değişecek, bir şeyler gelişecek denildiğinde bu tipler ortaya çıkıyor. Ne yapsanız boşa. Neden mi? Çünkü hatayı kendimizde aramalıyız. Dışarından gelen bazıları o kadar içimize alıyor, sırrımızı, özümüzü paylaşıyoruz ki sonra ondan kurtulmak başa bela oluyor.

Bu fitneler aramıza öyle sızıyorlar ki sanki bizi düşünüyor, memleketimize bir hayrı vardır diye düşünüyoruz. Ancak onların yegane amacı cebini doldurmaktan başka bir şey değil.

Sonuç olarak Burdur’un gelişmesini istiyorsak ilk yapacağımız iş bu çevremizdeki parazitlerden, fitne ve fesatlardan kurtulmak. Burdur’un bu karıştıran fitnelerden kurtulduğumuzda o özlediğimiz birlik ve beraberliği sağlarız diye düşünüyorum.